p9eE8. TÜRKÇENİN YOZLAŞMASI Suat Özer Türkçenin Yozlaşmasıyla İlgili Sunumu İndirebilirsinizTurkDili Türkçemizin ne denli yozlaştığını, kirlendiğini, bozulduğunu artık anlamayan ve dillendirmeyen kalmamıştır. Herkesin bildiği bu acı ve yalın gerçeği uzaktan izlemeyi bırakıp; akıntıya kürek çekmeye, olanaksız denilenleri başarmaya girişmek ise Türkçenin Diriliş Hareketinin görevi ve önderliği olmuştur. Çetin işleri başarmaya soyunmak kolay değildir ancak nasıl ki Atatürk’ümüz “kolay değil” diye ülkülerinden vazgeçmemişse bizler de bu çetin ödevimizden kesinlikle vaz geçmeyeceğiz! Çöplerle, atıklarla dolu bir gölde yüzülemeyeceği gibi “sözcük çöpleri” ile dolu bir dilde de arılık ve duruluk aranamaz, bu dille ulusal birlik sağlanamaz. Dilde özleşme, durulaşma bu nedenle çok önemlidir. Özleşmenin kısırlaşma anlamına gelmemesi için her alanda sözcük türetimine ya da diriltilmesine ağırlık ve öncelik vermek en önemli ilkemiz olmalıdır. Türkçemizin milyonlarca sözcük türetebilme özgücü potansiyeli taşıdığı bilimsel olarak kanıtlanmış bir olgudur. Bireysel ve toplumsal olarak beynimizi bu konularda daha fazla yorma zamanı çoktan gelmiştir, geçmektedir… Bu betiği kitabı alarak okuyan siz saygıdeğer Türkçe gönüllüsüne, dilimiz ve ülkemiz için duyduğunuz kaygı ve taşıdığınız üstün sorumluluk duygusu için en derin saygılarımızı sunarız. Olayların akışına seyirci kalmayı bırakıp sorumluluk üstlendiğiniz için, “Bu soylu yürüyüşte ben de varım.” dediğiniz için sizi yürekten kutlarız… Bu kutlu yürüyüşte bizimle birlikte yol alan gençlerimizi ve çocuklarımızı özel olarak alkışlıyor ve onları baş tacı ediyoruz çünkü Türkçemizi geleceğe taşıyacak olanlar onlardır. “Adını ben verdim, yaşını Allah versin!” diyen Dede Korkut’umuz gibi “Adını biz verdik, yaşını sizler verin!” diyerek Türkçenin Diriliş Akımını gençlerimizin ve çocuklarımızın koruyucu ve sevecen ellerine ve ışıltılı beyinlerine teslim ediyoruz… Bir insanın yaşadığı toplum dilini konuşabildiği kadar vardır. Henüz 1911 yılında Selanik'te başta Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip, Âkil Koyuncu gibi yazarların oluşturduğu genç kalemlerin ''Milli bir edebiyat milli bir dille yaratılabilir'' görüşüyle başlatmış oldukları yeni lisan hareketiyle Türkçenin sadeleştirilmesine büyük bir özen gösterilmiş ve Türkçenin daha sade bir dil haline gelmesi konusunda en kalıcı atılımları gerçekleştirmişlerdir. Bu dönemlerde bazı Farsça, Arapça sözcükler yerine Türkçe olanları benimsenmiş, dil ve edebiyatın doğu-batı taklitçiliğinden kurtarılması sağlanmıştır. Ne yazık ki günümüzde gelişen yabancı özenticiliği sayesinde ortaya çıkan kültür kirliliği kendini göstermiş ve tıpkı diğer yönlerde olduğu gibi dilimizi de zaman içinde kirletmeye başlamıştır. Dilimizde ki bu yabancılaşma ve yozlaşma öyle bir boyuta ulaşmış ki günümüzde artık birçok kişi, birçok alanda kendi öz dilini kullanmak yerine yabancı kökenli sözcükleri kullanmaya yönelmiştir. Özellikle son yıllarda gelir düzeyi yüksek semtlerde kullanılan argoyla karışık İngilizce-Türkçe arası bir dil Türkiye'de Türkçe den uzak bambaşka yabancı bir kitlenin oluşmasını sağlamıştır. Öte yandan oluşan bu öteki Türkiye'de sırf dikkat çekmek adına kullanılan yabancı sözcüklerde Türkçenin yozlaşmasındaki en çarpıcı örneklerden biridir. Maalesef televizyonlarda yapılan kalitesiz programlarda Türkçeyi kirleten en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Dil, ülkenin kimlik kartıdır. Kimliği bozulursa ülke sömürge olur. Dil, bir ülkenin birliğinin ve bağımsızlığının en önemli simgesidir. Türkiye'de dilin kullanımı konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu konuda toplum hayatında önemli bir yere sahip olan yazılı ve görsel basının da Türkçe konusunda duyarlı olması beklenirken ne yazık ki dilin düzgün kullanıma çok az önem vermesi ve son derece üzücü bir durumdur. Osmanlı döneminin de yaşayan bazı sözde aydınlar Türkçenin bilim konusunda yetersiz olduğunu düşünüp halktan farklı bir Arapça-Farsça karışık dil kullanarak halktan kopmaya başlamışlardır. Bu durumun günümüzde aynı biçimde yinelendiğini açıkça görüyoruz. Öyle ki bilim yoluyla Türkçeye giren yabancı sözcüklerin Türkçe karşılığını bulmak yerine onları doğrudan okuyup, olduğu gibi yazmaya kalkıyoruz. Bu da durumumuzun daha da kötüleşerek işin içinden çıkılmaz bir hal almasına neden oluyor. Örneğin 'Provakatör'' sözcüğü yerine 'kışkırtıcı'', 'Provakasyon'' sözcüğü yerine 'kışkırtma'' gibi Türkçemizde kullanılabilecek güzel sözcükler varken yabancı bir sözcükle olası bir durumu açıklama gayreti son derece gereksizdir. Ne yazık ki birçok köşe yazarının ve televizyonlara çıkan birçok sözde aydın'ın bunu çok sık yaptığı acı bir gerçektir. Aynı şekilde Müzikte ve özellikle de pop müzikte yapılan Türkçe olmayan sözler adeta Türkçenin yavaş yavaş yok olmasına olanak sağlıyor. Bütün bu durumlar ister istemez halka yansıyor ve onları dolaylı olarak da olsa etkileyebiliyor. Bugün Türkiye'de yaşayan yaşlı dedelerimiz, atalarımız, büyüklerimiz artık yolda gördükleri yabancı mağazaların isimlerini, yabancı sözcükleri ve torunlarından duydukları yabancı içerikli Türkçe sözcükleri anlayamıyorlarsa ve onları uğruna savaşını verdikleri bu ülkede yabancılığa mahkum ettiysek bu yeni neslin atalarına yaptığı çok büyük bir ayıptır. Ünlü filozof Konfüçyüs bir sözünde; 'Bir ülkeyi yıkmak istiyorsunuz önce dilini tahrip edin'' demiştir. Bu bağlamda eğer biz hala bir şeyleri sezip, hissedemiyorsak sadece dilimizde değil bizi biz yapan ve birbirimize bağlayan tüm öğelerimizde tehlike çanları çalıyor demektir. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk bu tehlike çanlarını sanki yıllar öncesinden görüyormuşçasına bizlere Türk dilinin yabancı dillerin etkisinden korunması konusunda ne kadar hassas olmamız gerektiğini şu güzel sözleriyle bakın nasılda belirtmiştir; “Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin milli ve zengin olması milli duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Tarih'te de bakacak olursak yıkılan bütün devletler ilk olarak dillerini kaybetmiştirler. Çünkü dilini kaybeden bir millet, milli benliğini, değerlerini, özünü ve daha da doğrusu her şeyini kaybetmiş, yitirmiş demektir. Bu yüzden Türkiye'yi Türkiye yapan ve sahip olduğumuz en güzel değerlerden biri olan Türkçeye gereken önemi vermeye özen gösterelim. Türkçenin Yozlaşmasının Nedenleri Türkçede yozlaşma, dilin işleyiş özellikleri olan geçerli kurallarını bir tarafa atıp dili gelişigüzel kullanarak, yapı ve işleyişindeki kuralların işlemez hale getirilmesi, dilin işleyiş özelliklerini kaybedip bozulmasıdır. Özellikle Gençlerin özenti kesimi tarafından yozlaştırılan güzel Türkçemiz unutulmakta ve yanlış kullanılmaktadır. Türkçenin yozlaştırılması da özünden uzaklaşmasına ve bozulmasına neden yozlaşması ilk olarak dükkan, market ve iş yerlerinin İngilizce olarak adlandırılmasıyla başlamıştır. Bu da batı dillerine özenmemize neden olmuştur. Son yıllarda telefonla mesajlaşmanın çoğalması ve internetin bilinçsiz kullanımı sonucu dilimiz, kelimeler değiştirilerek hatta gereksiz harf eklenerek yozlaştırılmaya başlanmıştır. Özellikle genç kesimin kullandığı anlık mesajlaşma programları ve bazı sosyal siteler bu yozlaşmanın temeli olmuştur. Daha hızlı yazmak için kelimelerden harf çıkartılarak yapılıyordu. Örnek verecek olursak Tamam, ne haber, selam gibi kelimeler tmm, slm, nbr şeklinde yazılıyordu. Fakat şimdi kısaltmak yerine daha da uzatılarak Türkçe karakterlerden olan ş, ç harfleri sh, ch, j şeklinde değiştiriliyor. Son olarak harflerin yerine rakam koyarak yazma gibi saçma sapan bir alışkanlık çıktı. A harfi yerine benzer olan 4 rakamını yazmak bu bozulmanın en basit örneği. Dilimizi yozlaştıran Türk gençleri bu yozlaştırma merakından en kısa sürede arınmazsa ve özentiliği bırakıp özüne dönmezse, bu özenti sadece dilimiz ile kalmayıp kültürümüzü, benliğimizi hatta beynimizi konuşurken ve yazarken Türkçeyi doğru kullanmaya dikkat edelim. Kültürümüz, benliğimiz için. Son yıllarda gelir düzeyi yüksek semtlerde kullanılan argoyla karışık İngilizce-Türkçe arası bir dil Türkiye’de Türkçe den uzak bambaşka yabancı bir kitlenin oluşmasını sağlamıştır. Öte yandan oluşan bu öteki Türkiye’de sırf dikkat çekmek adına kullanılan yabancı sözcüklerde Türkçenin yozlaşmasındaki en çarpıcı örneklerden biridir. Maalesef televizyonlarda yapılan kalitesiz programlarda Türkçeyi kirleten en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Türkçenin Yozlaşmasıyla İlgili Örnekler Aşağıdaki saçma adlar İngiltere'den değil, ne yazık ki Türkiye'den. Dedem sandwich Bulteks Bulka Pizza& Kumpir Veroni Bulka Patisserie Burger King Tefal Cafe Simao Punch Cafe Adrenal Sport House Line a Decor Hosta Piknik Mystical Cottonland T&T Vivet Denim’s Tea House Party7 Classic Cafe Monopoly Cafe Polo Agelo Denta Surf OZ Classic Cafe Reve Destine Kız Öğrenci Yurdu Happy Days Cafe & Patisserie Pampero Cafe Eskomed Lotus Kuaför Ice Salad Bar Este Life Rejuvi Jolly Tours Bosh Jesebel D&D Perfumum Best Chima Journey Day Light Hobby Cafe B&Ç Collection Hobby Academie Demonroe Esk Sun Kayer Chicken Last Stop Blouse Cosso Friend Hip TeknoAr Puzzle Tita Miss Cafe DİLİN ÖNEMİYLE İLGİLİ SÖZLER Dili elinden alınmış bir ulus, usu aklı elinden alınmış bir ulus demektir. Suat Özer Arkadaşlar, bizim ahenkli, zengin dilimiz, yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaracaktır. Atatürk Türkçenin derinliklerine dalınca, gözlerime on sekiz bin evrenden daha yüksek bin evren göründü. Ali Şir Nevai Mademki Türk’üz, o halde bir Türk gibi görür, bir Türk gibi düşünür, bir Türk gibi davranırız ve bir Türk gibi yazarız. Ömer Seyfettin Kuşlar, ayaklarıyla; insanlar dilleriyle yakalanırlar. T. Fuller Türkçe atalarımızın dili; anadil, diller güzeli. Yerine göre kılıçtan keskin, çelikten sert, kayadan sarp, boradan hızlı, bürümcükten ince, kelebekten uçucu, çiçekten renkli, kokudan tatlı, altından parlak, sudan duru Türkçe! Ruşen Eşref Ünaydın Dilin cirmi kendisi küçük, cürmü suçu büyüktür. Atasözü Dil sürçeceğine, ayak sürçsün daha iyidir. Herbert Dilin kemiği yok, nereye çekersen oraya gelir. Atasözü Dillerini jntiren uluslar, ulusal bilinçlerini de yitirirler. O. Hançerlioğlu Dil, bir ulusun aynasıdır. Schiller Kendi dilini tam bilmeyen, başka bir dil de öğrenemez. Bernard Shaw Konfüçyüs’e “Eğer bir ülkede yönetici olsaydınız, ilk iş olarak ne yapmak isterdiniz?” diye sormuşlar” “Kuşkusuz ilk iş olarak dili düzeltirdim.” diye karşılık vermiş. Dinleyiciler şaşırmışlar. “Niçin?” demişler. Konfüçyüs’ün karşılığı şu olmuş “Çünkü dilde bozukluk varsa, söylenen şey, söylenmek isteneni anlatmaz; eğer söylenen, istenen anlamı yansıtmazsa, yapılması istenen eylem yapılmaz; eğer istenilen yapılmazsa, sanat ve ahlâk bozulmaya uğrar; eğer ahlâk ve sanat bozulursa, adalet doğru yoldan çıkar; eğer adalet doğru yoldan çıkarsa; halk çaresiz, bir bunalıma sürüklenir. Sonunda söylenen hakkında doğru karar verme olanağı ortadan kalkar. Böyle bir durumu önlemek için dil her şeyden önemlidir.” Rider’s Diges’tan Birçokları kendi öz dillerine hâkim olamaz, ihmal ederler; meramlarını beylik sözlerle veya herkesin ağzında dolaşan tabirlerle ifade etmek isteyerek buna, kendilerine özgü bir mümtaziyet ve asalet vermeyi düşünmezler. Halbuki insanlar, birbirlerinin sözüne bakarak birbirlerinin kıymetini ölçerler. Dale Carnegie Dilim seni dilim dilim dileyim; başıma geleni senden bileyim. Deyim Dilim giydirir bana kilim. Deyim Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Atasözü Bülbülün çektiği dili belâsıdır. Atasözü El yarası geçer, dil yarası geçmez. Atasözü Kötü bir adamın dökeceği tatlı dil, tilkinin kargaya döktüğü tatlı bir dil gibidir.Montaigne Dilimizi daima iyi kullanmalıyız. O, sizi mutluluğa götürdüğü gibi felakete de götürebilir. Hz. Ali Dil düşüncenin aracıdır. Dilsiz düşünülemez. Nurullah Ataç Türkçe, çok uyumlu bir dildir. Sanırım dünyada bundan uyumlu bir dil yoktur. L. Olivier Dil devrimin amacı. Türk dilinin kısırlaştırılması değil, genişletilmesidir. “Başka dile uymaz annesinin, sesi Her sözün ararsan vardır Türkçesi”. Ziya Gökalp Dil kurumu, en güzel ve verimli bir iş olarak türlü bilimlere ait Türkçe terimleri belirlemiş ve bu suretle dilimiz yabancı dillerin etkisinden kurtulma yolunda esaslı adımını atmıştır. Atatürk Dil, herkesin birer taş eklediği bir yapıdır. Emerson Dil. bayrak gibi devletin de simgelerinden biridir. Ö. Asım Aksoy ” Bir milleti yok etmek istiyorsanız işe önce dil ile başlayın” Konfüçyüs Dili bilimden ayrı mütalaa etmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek imkansızdır. İnsanoğluna konuşmayı öğrenebilme si için iki yıl,dilini tutmasını öğrene bilmesi için altmış yıl gereklidir. İnsan,dilinin ve arzularının hakimi değildir. Dilin ağır, gözün çabuk işlesin. Dil bir halkın gerçek anlamda millet olduğunu gösteren en önemli etkendir. Türkçe konuşmayı bıraktığımız anda Türk diye bir milletin yok olduğunu göreceksiniz. Milletimizin devamı için Türkçeyi korumak esastır. “Türkiye’nin yeni bir Türk dünyası ile karşı karşıya gelmesi, Avrupa, Amerika, Avustralya’da yetişen Türk nesillerinin olması, Türkçe’nin bir dünya dili haline getirilmesini zorunlu kılmaktadır. “Bugünden sonra divanda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka bir dil kullanılmayacaktır”. “Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok? Ana Sayfayeni tanışma diyaloglarıTanisma Diyaloglari Tanışma Diyalogları -Hello, What is your name? -Merhaba, Adın nedir? -My name is Ahmet. -Benim adım Ahmet ya da -I am Ahmet. -Ben Ahmet. -Where are you from, Ahmet? -Nerelisin Ahmet? -I am from Mersin. -Mersin'liyim. -Nice to meet you. -Tanıştığımıza memnum oldum. Selamlaşma Diyalogları -Good afternoon, my name is Ahmet. -İyi akşamlar, benim ismim Ahmet. -Hello, Ahmet. How are you? -Merhaba, Ahmet. Nasılsın? -I am fine thanks, and you? -İyiyim teşekkür ederim, ya siz? -I am fine too. Have a nice day! -Ben de iyiyim. İyi günler. Örnek Tanışma Diyalogları Getting Acquainted – Tanışma Hakan Berk,I’d like you to meet Mehmet. [Berk, sizi Mehmet ile tanıştırmak istiyorum.] Berk Gold-Mehmet Yilmaz. [Berk Gold-Mehmet Yilmaz] Berk How do you do? [Merhaba] Mehmet a pleasure to meet you. [Merhaba. Memnun oldum.] Hakan Mehmet is a friend of Osman’s. He arrived in Hatay a couple of weeks ago. [Mehmet Osman'ın arkadaşıdır. O Hatay'a bir kaç hafta önce geldi.] Berk Oh,where are you from? [Nerelisiniz?] Mehmet I’m from Antalya. [Antalyaliyim.] Berk Antalya,Turkey? Are you an immigrant or are you just visiting relatives? [Göçmen misiniz, veya akraba ziyaretine mi geldiniz?] Mehmet I’m going to stay for good. It took me eight years to get my exit visa. [Buraya yerleşmeye geldim. Çıkış vizesini almam 8 yıl sürdü.] Hakan Excuse are the Millers. I must say hello to them. [Affedersiniz Miller'ler geldiler. Onlara merhaba demeliyim.] Berk How do you like Turkey? [Türkiye'yi sevdiniz mi?] M I like it very much for the time being,I’ve a lot of problems. [Ben burayı çok beğeniyorum. Ama şimdilik çok sayıda sorunum var.] B Have you come with your family? [Buraya ailenizle mi geldiniz?] M Yes,I my wife and my son. [Evet. karım ve oğlumla geldim.] B What are your most urgent problems? [Öncelikli sorununuz nedir?] M First of to get a job. [Herşeyden önce bir iş bulmalıyım.] B What’s your occupation? [Mesleğiniz nedir?] M I’m computer wife is a draftsperson. [Ben bilgisayar mühendisiyim. Karım teknik ressamdır.] B Maybe I can help you to find a job. I’m with an employment agency. Here is my card. Call me on Tuesday morning if it’s convenient for you. [Belki size iş bulma konusunda yardımcı olabilirim. İnsan kaynakları ajansında çalışıyorum. İşte kartvizitim. Sizin için uygunsa salı sabahı beni arayın. ] M What’s the best time to call you? [Sizin aramam için en uygun saat kaçtır?] B After 10 [Sabah 10 dan sonra.] M Thank you so will certainly call you. [Çok teşekkürler. Sizi mutlaka arayacağım.] B Your English sounds fine. [Çok iyi İngilizce konuşuyorsunuz.] M Turkish usually say are just polite. [Türkler genellikle böyle söylerler. Onlar sadece çok kibarlar.] B We want to encourage you. You explain things pretty well. You are going to make it – no doubt. [Sizi sadece desteklemek istiyoruz. Düşüncelerinizi iyi ifade ediyorsunuz. Şüphesiz, istediğinizi elde edeceksiniz.] M Thank you. You are very kind. [Teşekkürler. Çok naziksiniz.] B It’s getting late. I guess you don’t have a car be glad to give you a ride. [Geç oldu. Henüz arabanız olmadığını düşünüyorum. Sizi gideceğiniz yere bırakabilirim.] M I’d appreciate it very much. [Çok minnettarım] Useful Expressions - Yararlı İfadeler tanışma kelimeleri ……………………………………………………………………………………………….. with pleasure [zevkle] I fully agree [tamamen katılıyorum] I hope we’ll meet again [sizi tekrar göreceğimi umuyorum] what a pity [üzgünüm] whenever you like [ne zaman isterseniz] would you be so kind [rica etsem] just a minute [bir dakika] just a moment [bir dakika] nice meeting you [tanıştığımıza memnun oldum] Aşağıdaki listede birtakım Selamlaşma, hal hatır sorma ve vedalaşma sözcüklerini paylaşacağım. Hello! Merhaba Hi! Selam Hey! Hey! Hi there! Merhaba Hello there! Merhaba Good morning! Günaydın Good afternoon! Tünaydın Good evening! İyi akşamlar Good night! İyi geceler HOW ARE YOU? How are you? Nasılsın? How are you doing? Nasılsın? How is it going? Nasıl gidiyor? How are things? Durumlar nasıl? What's new? Ne haber? What's up? Ne var ne yok? What's going on? Neler yapıyorsun? Where have you been? Nerelerdesin? Where have you been hiding yourself? Nerelerde gizleniyordun? Are you doing OK? İyi misin? How are you feeling? Kendini nasıl hissediyorsun? How's the world treating you? Hayatla aran nasıl? How's business? İşler nasıl? What's happening? Hayatında ne olup bitiyor? How's everything Vaziyet nasıl? I'M FINE Thanks I am fine Sağol iyiyim Fine İyiyim Great! Harika All right Fena değil I am OK İyiyim Cool! Bomba gibiyim I am cool! Harikayım Could be better Daha iyi olabilirdi Not bad Fena değil So so Eh şöyle böyle Not so great O kadar da iyi değil Not so hot Pek iyi sayılmaz I've been better Daha iyiydim I've running around Koşturup duruyoruz Keeping busy Uğraşıp duruyoruz No complaints Bir şikayetim yok Allaha şükür Same as usual Her zamanki gibi I've seen better days Daha iyi günlerimiz de oldu I'm snowed under Çok yoğunum Not a moment to spare Boşa harcayacak bir dakikam yok No time to breathe Nefes almaya vaktim yok There aren't enough hours in a day Yirmidört saat yetmiyor GOOD-BYE Good-bye Allahaısmarladık Good day İyi günler Good evening İyi akşamlar Good night İyi geceler Good-bye until later Bir dahaki sefere kadar hoşçakal See you Görüşürüz See you soon Yakında görüşürüz See you later Sonra görüşürüz I'll see you real soon Çok yakında görüşürüz I'll catch you later Seninle sonra görüşürüz See you tomorrow Yakın görüşürüz See you next time Bir dahaki sefere görüşürüz Let's get in touch Görüşelim It was good to see you Seni görmek güzeldi Don't forget to call Aramayı unutma Let's write Yazışalım I'll be in tocuh Temas halinde olacağım Yukarıdaki cümlelerden yola çıkarak şimdi aşağıda yazacağım diyaloğu anlayabileceksiniz. Şimdi örnek diyaloğumuza geçelim. -Good night, Ahmet. I am Hasan. -Nice to meet you Hasan. Where are you from? -I am from Kayseri. -See you later. -Goodbye. İki kişinin tanışmasına şahit olduk. Şimdi ise ikiden fazla kişinin diyaloğuna dair örnekler vereceğiz. İşin içine 3. şahıslar girince bakalım durumlar nasıl olacak. Örneğin sizin yanınızdaki arkadaşınızı tanıtmak istiyorsunuz. Örneklerle açıklayalım; -Hi, I am Ahmet. -Merhaba. Ben Ahmet. This is Okan. He is my friend. Bu Okan. O benim arkadaşımdır. -Hello Ahmet. Hi Okan. Nice to meet you. -Merhaba Ahmet, Merhaba Okan. Tanıştığımıza memnun oldum İngilizce konuştuğumuzda yanımızda bulunan birşeyden veya yanımızdaki bir insandan bahsediyorsak "this is" kalıbını kullanırız. Kırmızı renkte yazılı sözcükte Okan'ın ismini yazmadan "he is" şeklinde ondan bahsettik. "O", bir kişi zamiridir. İsmin yerini tutuyor. İngilizce derslerimizde kişi zamirleri personal pronouns olarak ayrıca anlatılmıştır. İngilizce tanışma diyaloğu videosu . Avustralya İngilizce Tanıtımı Okyanusya kıtasının en büyük ülkesi olan Avustralya’nın İngilizce ve Türkçe tanıtımı adlı … Avustralya İngilizce Tanıtımı Devamını Okuyun Türkiye'nin tanıtımı yapılan ülkelerdeki araştırmalar, ''Türkiye imajı'' üzerine ilginç görüşleri ortaya koydu.***ANKARA - Esra AltınmakasTürkiye'nin gelecek yıl tanıtım için bütçe ayırdığı ülkelerin vatandaşları üzerine yapılan araştırmalar, ''Türkiye imajı'' üzerine ilginç görüşleri ortaya muhabirinin Kültür ve Turizm Bakanlığının internet sitesinden derlediği bilgiye göre, Almanlar Türkiye'yi ''ucuz bir tatil ülkesi'' olarak görürken, güneşi az gören ülkelerden İngiltere'nin vatandaşları ise Türkiye'yi en çok ''sıcak iklimi'' ile ziyaret eden Hollandalılar ''lüks, güvenli ve hoşgörülü bir ülke'' olarak tanımlıyor, ziyaret etmeyenler bunun tersini düşünüyor. ''Tatil'' denilince Rusların aklına ilk Türkiye gelirken, Danimarka vatandaşlarının yaklaşık yüzde 40'ı Türkiye hakkında bilgiye sahip olmadığını hiç görmeyen Fransızlar, Türkiye'yi bir ''Arap ülkesi'' olarak algılarken, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşları ise Türkiye'yi ''Avrupalı'' olarak pazarında Türkiye, kumsalları, yüksek servis kalitesi ve misafirperverliğiyle tatil ülkesi olarak olumlu imaja sahip. Almanya'da, Türkiye için ''ucuz bir tatil ülkesi'' algısı da bulunuyor. ABD'de, Türkiye, uzun yıllardan beri yürütülen tanıtım faaliyeti sonucunda ''tarihi, kültürel, arkeolojik ve doğal zenginlikleriyle ön plana çıkan bir turizm destinasyonu'' olarak yaklaşık yüzde 40'ı ise Türkiye hakkında hiç bilgiye sahip değil. Türkiye ile ilgili algılamalara bakıldığında, yüzde 32'si olumlu, yüzde 33'ü nötr, yüzde 13'ü olumsuz, yüzde 6'sı çok olumlu, yüzde 5'i çok olumsuz görüşe sahipken, yüzde 11'inin herhangi bir fikri bulunmuyor. Avusturya'da, Türkiye, sevilen ülkeler arasında karayoluyla ulaşılan Hırvatistan hariç İtalya'nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Yapılan anketlerde, Avusturya vatandaşlarının yüzde 86'sı tatil ülkesi olarak Türkiye'yi ''sempatik'' ya da ''çok sempatik'' olarak tanımlıyor.

yabancı bir ülkeyi ingilizce tanıtımı